Tarsus Diyaliz

+90 324 614 68 69
Bilgi Bankası

Sıkça Sorulan Sorular

Merak Edilenler

Sıkça Sorulan Sorular

Aklınıza takılan soruların cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz

Diyaliz, böbrek yetmezliği olan insanlarda, vücutta birikmiş olan fazla sıvı ve atık maddelerin yarı geçirgen bir membran (zar) aracılığıyla temizlenmesi işlemine denilmektedir diyaliz Ayrıca sürekli bilgisayar başında oturarak zamanını harcayan kimselere de aşağılamak amacıyla söylenen de bir sözdür: ‘diyalize bağlanmak’. Diyaliz teknolojisinde sağlanan gelişmeler, diyalize girenlerde öncelikle yaşam süresini uzatmış daha sonra da yaşam kalitesinin artmasını sağlamıştır. Türkiye’de de 2005 sonu sayılarıyla yaklaşık 35.000 kişi yaşamlarını diyaliz tedavisiyle sürdürmektedir. Santrifüzleme ile ayrılamayan, çökmeyecek kadar çok küçük tanecikleri (kolloitler, çapları 1-100 nm arasında değişen tanecikler) içeren sıvı-katı karışımları ayırmak için “dializ” işlemi uygulanır. Dializde, delik çapları 1-5 nm olan selofan, hayvan derisi, parşömen gibi süzgeç görevi gören yarı-geçirgen bir zar kullanılır. Bu zardaki deliklerden küçük moleküller geçebilirken daha büyük moleküller (proteinler veya kolloidler) geçememektedir. Diyaliz böbrek hastalarının tedavisinde kullanılır. Kan, yüzey alanı çok geniş olan bir diyaliz zarından geçirilir. Metabolik atık olan küçük moleküller zardan geçerler. Kan plazmasının gerekli bileşenleri olan protein molekülleri çok büyük olmaları nedeniyle zardan geçmeyerek kanda kalırlar.

  • Böbrek fonksiyonlarının % 80 – 90’nı kaybetmiş hastalarda
  • Böbrek yetmezliğine bağlı tedavisi önlenemeyen kusmalarda
  • Tedaviye cevapsız sıvı fazlalığında
  • Böbrek yetmezliğine bağlı kanama eğilimi olanlarda
  • Böbrek yetmezliğine bağlı bilinç bulanıklığı olanlarda
  • Böbrek yetmezliğine bağlı perikardit olanlarda


Hemodiyaliz uygulamadan önce bir hazırlık aşaması vardır. Hasta kanını alıp makineye vermek için büyük bir damar yolu gereklidir. Bu amaçla hastanın atardamarı ve toplardamarı cerrahi olarak birleştirilir. Buna Arterio-Venöz Fistül denir. Ancak acil şartlarda diyaliz uygulanacaksa damar içi kateterizasyon uygulanır.

  1. İdrar testi: Kan protein şeker tespit edilebilir.
  2. İdrar kültürü : İdrar yolu iltihabının tespitinde önemlidir.
  3. 24 saatlik idrarda protein kaybı tespit edilebilir.
  4. Kan testleri : üre kreatinin sodyum potasyum kalsiyum fosfor düzeyleri tanı açısından önemlidir.
  5. USG(Ultrasaund): Böbrekler idrar yolları idrar torbası görüntülenebilir.
  6. IVP(intra-venöz pyelografi) : Damardan boyalı ilaç verilerek böbrek idrar yollarının görüntülemesi sağlanır.
  7. Böbrek Biyopsisi : Böbrekten parça alınarak incelemesi esasına dayalı.
  1. Böbrek yetmezliğinde kansızlık tedavisi: Böbrek yetmezliğinde kansızlığın en önemli nedeni böbreklerden salgılanan ve kan yapımını sağlayan eritropoetin denilen hormonun yetersizliğidir. Bu hormon hastalara cilt altına iğne ile uygulanır.
  2. Böbrek yetmezliğinde demir tedavisi: böbrek hastalarında kan kaybı ve kırmızı kan hücrelerin artması ile besinlerle gerekli demirin alınmaması sonuçunda demir eksikliği gelişir. Bu hastalarda ağızdan veya damar yoluyla uygulanır.
  3. Böbrek yetmezliğinde kemik hastalığı tedavisi: Kan fosfor düzeyin yükselmesinin önlenmek için kalsiyum tuzları kullanılır. (Kalsiyum Karbonat ve Kalsiyum Asetat) Kan kalsiyum düzeyinin yükseltilmesi için D vitamini takviyesi yapılır.

İki tür diyaliz tedavisi vardır:

  • Hemodiyaliz
  • Periton diyalizi

İlk kez 1944 yılında Hollandalı bir hekim olan Kolff tarafından yapılmıştır. Özel bir membran ile hastanın kanının makineler aracılığı ile temizlenmesi işlemidir. hemodiyaliz işleminin gerçekleşmesi için yeterli kan akımı sağlanmalı, bir membran ve hemodiyaliz makinesi sağlanmalıdır. Yeterli kan akımınının sağlanması için hastanın atar ve toplar damarı arasında bir pencere ( arteriyovenöz fistül ) yaratılmalı veya hastanın büyük bir toplar damarına geçici kateter konmalıdır. Hemodiyaliz tedavisi hastanın böbrek yetmezliğinin şiddetine, yaptığı idrar miktarına bağlı olmak üzere haftada 2 – 3 kez 4 – 6 saat süre ile uygulanır. Yetersiz hemodiyaliz tedavisi hastada hasara ve ölümlere yol açabilir. Hemodiyaliz tedavisi genellikle hastanede veya bir hemodiyaliz ünitesinde uygulanır. Ancak uygun makine ve ekipmanla evde de uygulanabilir. Türkiye’de yaklaşık 15 bin hemodiyaliz hastası vardır.

Hastayı hemodiyalize alabilmek için kalp – damar cerrahi tarafından damar girişim yeri oluşturmak gerekmektedir. Hastaların damarlarında ateroskleroz riski fazla olduğundan bunu oluşturmakta çoğu zaman zordur. En doğrusu hastanın kreatinin klirensi 20-30 ml/dk’ya düştüğünde daha hemodiyalize girmeden bunun oluşturulmasıdır. Diyalizat kullanımında Diyabetik hastalarda mutlaka bikarbonat seçilmelidir. 5,5 mmol/lt glikoz ihtiva edenler diyalizdeki ani hipoglisemi oluşumunu önler. Kuru kilo diyabetik hastalarda diyaliz sonunda mutlaka ulaşılması gereken durumdur. Yani hastanın üzerinde fazla sıvı bırakılmamalıdır. Fakat diyabetik hastalar ateroskleroz ve otonomik nöropati nedeniyle aşırı sıvı çekimini tolere edemeyip hipotansiyon ve kramp geliştirebilirler. Bunun için iki diyaliz arasında sıvı alımının 2 kg’ı geçmemesi ve uzun ve yavaş diyaliz yapmak gerekmektedir. Haftada 3 kez 8 saat hemodiyaliz gibi. Veya sık diyaliz ( haftada 5 kez ) veya her gece diyalizde bu sorunu çözebilecek yöntemlerdir.

  1. Kimlik Belgesi
  2. Diyaliz tedavisi için düzenlenmiş "Diyaliz Raporu"
  3. Daha önce diyalize giren hastalarımız için "Epikriz" ve son ayın tetkikleri
  4. Mevcut aya ait kan tahlil sonuçları

  5. Hepatit Markırları (HBsAg, Anti HCV, HIV, Anti HBs)

Özel Tarsus Diyaliz Merkezi sahip olduğu tecrübeli personeli ile "Hemodiyaliz" alanında hizmet vermektedir.
Ayrıca bu hizmet kapsamında ve tamamlayıcı olarak;

  1. Taşıma servis hizmeti
  2. Diyetisyen hizmeti
  3. Kahvaltı hizmeti
  4. Her hasta için ayrılmış TV
  5. Ücretsiz internet hizmeti verilmektedir.